Lale Devri, "Zevk ve sefa" devri
olarak bilinir. Adını, o dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü
dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alması, çok sonradan olmuştur. Bu dönem
Osmanlı İmparatorluğunun hiçbir devrinde Lale Devri olarak anılmamıştır.
Ancak
tarihçi Ahmet Refik Altınay, Osmanlı tarihindeki bu ihtişam, eğlence devrini
anlatan eserine “Lale Devri” adını vermesiyle bu dönme “Lale Devri” olarak anılmıştır.
Lâle Devri, (Osmanlı Türkçesi: لالهدورى) Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında
Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki
Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet,
sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'dır.
Memleketteki siyasi hayat bir dereceye
kadar sessizliğe kavuşmuş, bazı medeni hamlelere girişilmişti. Bu arada
devletin ileri gelenleri zevke, eğlenceye daha çok düşmüşlerdi. Lale Devri’ne
damgasını vuran kişi Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa olmuştur. İbrahim
Paşa 1718’de ağır koşullar altında imzaladığı Pasarofça antlaşması ile
Avusturya ve Venedik’e karşı sürdürülen savaşa son vermişti. Avrupa ülkelerinin
gittikçe güçlenmekte olduğunu ilk fark eden kişilerden olan İbrahim Paşa
barışçı bir ortam yaratmak ve batıyı daha yakından tanımak için İstanbul’daki batılı
ülke elçileriyle yakın ilişkiler kurdu, bir yandan da Avrupa ülkelerine elçiler
göndererek buralardaki toplumsal ve ekonomik yaşamı tanımaya çalıştı.

Sarayın devlet ileri gelenlerinin bu
çılgınca eğlence, zevk ve safaları halk arasında gittikçe büyüyen bir
hoşnutsuzluk uyandırıyordu. Bunun üzerine Beyazıt Hamamı tellaklarından Patrona
Halil diye tanınan biri, çevresine toparladığı kimselerle büyük bir
ayaklanmanın başına geçti. Bu ayaklanma sonunda Damat İbrahim Paşa öldürüldü.
3. Ahmet tahtan indirildi. Ayasofya’daki 3. Ahmet çeşmesi bir yana, bütün
yalılar, köşkler yıkıldı. Böylece Lale Devri çok feci son buldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder